Turizmin Bütün Paydaşlarına Dair Haberler...

Bozcaada Caz Festivali’nin 7’ncisi bu kez ekonomik şartlara meydan okuyarak düzenleniyor: ‘Bütçemiz 8 kat arttı’

0

Ekonomik krizin nedeniyle her alanda fiyatların durmadan yükseliyor. Lojistiğin de çok büyük bir parçasını oluşturduğu adada düzenlenen bir festival için nitelikli bir program ortaya çıkarmak kadar ekonomiyi sürdürebilmek de önemli. İşte hem bu konuları hem de festivalin içeriğini Bozcaada Caz Festivali Kurucu Ortağı Gizem Gezenoğlu anlattı…

‘RİSK ALDIK’

  • Geçen yıl düzenlenen festivalle bu yılki festivalin bütçe farkı aşağı yukarı ne kadar oldu? Ekonomi, yapmak istediğiniz yeniliklere oluyor mu? Nasıl?

Bizim de gündemde tutmak ve konuşmak istediğimiz konulardan biri diyebilirim, o nedenle soru için teşekkür ederim. Geçen yıl düzenlenen festival bütçesiyle bu yıl arasında neredeyse sekiz katına yaklaşan bir fark var. Son birkaç senedir yıllık bütçeler arasındaki farkları yaşıyorduk fakat hiçbiri bu seneki kadar olmadı. Kimsenin bu duruma şaşıracağını düşünmüyorum. Diğer yandan bizim de festivali program ve içerik tarafında, risk alarak büyüttüğümüz bir yıl oldu. Burada yapmak istediğimiz yeniliklere ekonomi engel olmuyor fakat tüm senelerden daha çetin bir yıl yaşadığımızı söyleyebilirim. Böyle bir senede yenilik yapmaktan kaçınmak yerine giderlerimizi kontrol altında tutmaya konsantre oluyoruz. Diğer yandan esas “Nasıl?” sorusuna cevap ise kaynaklarımızı doğru yönetmek oluyor. Festivalin finansal projeksiyonunu ince eleyip sık dokuyarak çalıştığımız bir iş akışımız var. Aynı zamanda kaynak geliştirme konusunda ekip olarak tecrübeliyiz. Ben kültür sanat alanında kaynak geliştirme konusunda başka kurumlara da danışmanlık veriyorum. Uzun yıllardır sektörde tecrübe kazanmış bir kurucu ekip olduğumuzdan, kaynak yönetimi kaslarımız gelişmiş durumda. Son olarak motivasyonumuz festivali her sene daha da geliştirmekten yana olduğu için sürekli olarak oluşan potansiyeli festivalin kendisine yatırım yaparak ilerliyoruz.

‘ADANIN EN GÜZEL ZAMANI…’

  • Bu yıl festivalin tarihi de eylül ayına çekilmiş. Neden?

Eylül ayına festivali taşımak, biraz dahi olsa adanın yoğunluğunun olmadığı bir tarihe festivali yerleştirmek hep istediğimiz bir şeydi. Festivalin ilk yılları onu tanımaya çalışmak, pandemi derken ancak bu sene kalkışabildik. Çünkü bizim için de bir risk aslında sezondan uzaklaşmak. Fakat bahsettiğim gibi en başından bu yana istediğimiz şey buydu. Diğer yandan adalılar da haklı olarak bunu bizden talep etti, hali hazırda yoğun bir zaman yerine festivalin adaya olan katkısının daha net görüneceği bir tarihte festivali gerçekleştirmemizi. Bizim açımızdan pek çok artısı var eylül ayının, hem uluslararası programlama tarafında iyi isimlerin turnede olduğu bir zaman hem de adanın temmuz-ağustos yoğunluğunda bizimki tipte büyük bir festival yapmaya çalışmak gerçekten zorlayıcı bir operasyon oluyor. Bağ bozumu ise bildiğim kadarıyla Ağustos sonunda başlayıp, Eylül ayı içerisinde devam ediyor. Bağbozumu festivali ise bizden bir hafta önce, Eylül ayının başında. Bozcaada Caz Festivali’ne bağbozumunun etkisi ise tabii ki harika olacak, sarı turuncu bağlar ve dolu dolu üzümleri görebilecek olmak çok güzel. Diğer yandan BCF Keşif programında bağ gezileri ve ada şarapları tadım etkinliklerimiz oluyor. Bu etkinlikler için de bağların bozulduğu zamana denk düşmek şahane. Bir de adada daha önce birkaç sene yaşamış biri olarak söylemek isterim, adanın en güzel havası ve enerjisinin olduğu zamandır eylül.

TEMA ‘OYUN’

  • “Oyun” temalı festivalde neler göreceğiz?

Hayatın içinde oyuncu olmayı hatırlayacağız. Önce kendimize ve dokunabildiğimiz herkese; hayata daha sıkı tutunmak, derin bağlar kurmak, umudumuzu yeşertmek, zihinsel sağlığımızı korumak için bu yıl oyun oynamayı hatırlamak ve hatırlatmak niyetindeyiz. Oyun, insanlardan hayvanlara kadar herkes için birincil hatta belirli bir uygarlık seviyesi veya dünya görüşü ile ilişkilendirilmeyen bir yaşam bir aktivitesi. Festivalde “oyun” bizi merakla çevremizi keşfetmeye yönlendirerek varlık gösterecek.

Oyun, sadece çocuklar için değil, her yaştan insan için evrensel bir dil ve deneyim. Biz de festivalin bu yılki temasını, Homo Ludens‘in yazarı Johan Huizinga’nın oyun kavramından ve onun yaşamımızdaki dönüştürücü potansiyelinden esinlenerek belirledik.

Festivalde hepimizi zorlayan koşulların karşısında “oyun” oynamanın yaratıcı gücüne tutunacağız. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre depresyonun bir numaralı küresel hastalık olduğu düşünüldüğünde, oyunun hayatımızdaki rolü daha da kritik hale geliyor. Oyun, depresyona karşı güçlü bir panzehir, neşe ve iyi olma hâli için bir katalizör görevi görüyor. Günümüz dünyasında, oyunun eksikliği zihinsel sağlığımız üzerinde ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Psikolog Brian Sutton-Smith’in dediği gibi, “Oyunun zıttı çalışmak değil; oyunun zıttı depresyondur.”

KEŞİF PROGRAMININ DETAYLARI

  • Keşif programının detaylarını öğrenebilir miyiz?

Her yıl farklı bir tema etrafında geliştirilen ve disiplinlerarası etkinliklerden oluşan BCF Keşif programında bu yıl “oyun”un tüm insanlık tarafından paylaşılan özünü keşfedeceğiz. Program, festivalin savunuculuk alanları olan toplumsal cinsiyet eşitliği, ekolojik dönüşüm ve toplumsal kapsayıcılık üzerinde duracak. Yine tüm adaya yayılacağımız bir program hazırladık, bazı etkinliklerden ipuçları vereyim.

Emre Erbirer’nin kürasyonu olan “Güncel Meseleler Yeni Olasılıklar” başlıklı bölüm bu sene de programda olacak. Yaratıcı topluluklar ve içerik üreticileri ile birlikte büyüyen, birbirinden öğrenen, yeni keşiflere alan açan bu bölümde ‘Benimle Oyna’, ‘Birlikte Oyna’ ve ‘Oyunu Savun’ alt başlıkları yer alacak. İçerik partnerimiz ile yine ortak programlar tasarladık. Aposto’nun yayınlarından apéro ile bir gastronomi etkinliği; Esmiyor ile ekoloji ve tarım politikaları üzerine bir çalışma; yeni bir oyuncak anlayışı icat eden Toyi ile oyunbazlar için bir atölye; Onaranlar Kulübü’nün oyuncu yöntemleri pratiğe dökeceği bir atölye; Katalist ile birlikte oyun kurmanın ve oynamanın farkında olanların bir araya gelebileceği etki dolu bir buluşma; festivalin bu seneki görsel dünyasına şekil veren eseri sahibi Ece Ağırtmış’ın kendi oyun dünyasından ileri dönüşüm ahşap atölyesi; 6 Şubat depreminden sonra Hatay’da üretime devam etmek isteyen zanaatkarları desteklemek amacıyla kurulan Craft Antakya ve Çanakkale’nin Nevruz Köyü’nde el işçiliğini farklı tasarımlarla birleştiren bir kadın kooperatifi olan Nevruz Köyü Kadınları ile bir atölye; peki, başka bir ekonomi mümkün mü? Onarım Atölyesi ve Doughnut Economics Action Lab işbirliği ile “Oyuncu bir ekonominin dinamikleri neler olabilir?”, “Bir ekonomiyi nasıl daha oyuncu hale getirebiliriz?” sorularını merkeze aldığımız hararetli bir tartışma; Bozcaada keşif haritası pusula ile “Ada Müşterek” rotası etkinliklerden sadece birkaçı desem sanırım fikir vermiş olurum.

Ayrıca; ortak değerlere sahip kurum ve toplulukları bir araya getirmek üzere kurduğumuz yeni girişimimiz KEŞİF’in bu seneki iki uluslararası projesinin birer etkinliği de festival programında olacak. Dünyada 5 farklı ülkede gerçekleşecek, Türkiye ayağını Jazz Denmark ile beraber hayata geçireceğimiz, kız çocuklarının doğaçlama ve caz müziği türlerinde enstrümanla ilişkisini geliştirecek eğitim programı Jazz Champ For Girls’ün bir buluşmasını yapacağız. Amerika ve Türkiye arasındaki Caz diplomasisini yeniden anacağımız Amerikan Konsolosluğu hibe programı kapsamında hayata geçireceğimiz “Caz ile Köprü Kur” ise diğer projemiz. Sergi, eğitim programı ve film gösterinden oluşacak programda Cazın özgür ve demokratik bir ifade alanı olarak farklı kültürler arasında kurduğu derin bağlara odaklanacağız ve festivalde bu projenin de bir ayağı olacak.

Kaynak: Cumhuriyet

Bir önceki Turizmciler sezonun uzamasını bekliyor başlıklı yazımızda Baş, Çin ve İşler hakkında bilgiler verilmektedir.

Skorumuz

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.